2.2.4. Genel Konular

Cahit Sıtkı Tarancı’nın sıkıntılı ağlamaklı hayatı, ona, bütün yaşıtlarından ayrı ve aşırı içlilik, duygululuk vermiştir. Manevi inançları zayıf olduğu halde Allah’a inanılmayacak kadar çok sığındığını bile gördük. Bedeni hastalıkarı ve ruh sarsıntıları arttıkça yaşama iradesinin azalması, ümitlerinin tükenmesindendir ki, sıkıntıların ucunda musallat bir fikir halinde “korkuna uçurum” gibi ölümü görmüştür.
Adeta, toplumla, dinle yahut kendi dar benliklerini aşan kıymetlerde münasebet kuramayan insanlar ekseriya bir kaçış psikolojisine girerler. Cahit Sıtkı da zaman zaman “tabiat”a, “yaşama sevinci”ne kaçar. Ancak netice itibarıyla onun şiiri, yaşama sevincinin ölüm karşısında yenilik düşmesini dile getirmektedir. Fakat onun yalnızlık, uykusuzluk, ölüm temlerinin ağır bastığı şiirlerinin yanısıra tabiyat ve memleket şiirleri de vardır. Her ne kadar tabiat konusu genel olsa da, içinin karamsarlığı ve ruhunun bedbinliği ucundan bu tür şiirlerinde de C.S.Tarancı kişiliğini görmemiz doğaldır. Mesela, Bizimkiler’de:

Nereye böyle bulut abla?
Az bekle, beraber gideriz;
Ben de buralı değilimdir.


Genellikle onun tabiat şiirlerinde tabiat unsurlarıyla kendi iç dünyası, hayatı, yaşamı arasında bir karşılaştırma görüyoruz. Kar ve Ben’de:

Ruhum karıştı gitti bu kar tanelerine;
Şimdi yağan kar değil, ruhumdur kar yerine.


veya Yağmur ve Ben'de:

Bir bahar güneşini içinde saklayana,
Bu yağmur manzarası nihayetsiz bir huzur.


Yine Bizimkiler'de:

Mahsun durursun ağaç kardeş?
Galiba şikayet rüzgardan!
Anlaşıldı dert ortağıyız.


Hayatındaki hoşnutsuzluklar, “soğuk havalar” Kış Mevsimi şiirine de yansımıştır.

“Sevmedim sevmiyorum seni kış mevsimi”

söylüyor. Bahar Yeli şiirindeyse baharı özlediği, gelmesi için sabırsızlandığı görülmekte. Baharın güzelliklerini tasvir ediyor. Aksedilen tasvirlerden hoşlandığı görülmektedir. Ve bütün bu güzellikleri yaşamak için sevgilisine sesleniyor. Bu baharı, tabiatın güzellikleri içerisinde birlikte geçirmek arzusundadır. Başka bir baharın gelişindeyse “Bahar Geliyor” diye sevinç içerisindedir şair:

Damlardaki kar, saçaklardaki buz
Kanı kaynıyan suya dar geliyor.
Haberin varmı? Oluklardan sonsuz
Akan su sesinde bahar geliyor.
…Yuvada çırpınan yavru kuşların
Uçmak hevesinde bahar geliyor.


Baharı sevincle karşılamanın, gelişine sevinmenin elbette, şairin hayatıyla bağlı bir ilgisi vardır. Demek ki, bu zamanlarda karamsarlığından çıkmış, hayatında güzel olan şeyleri görebilmiştir.
Memleketten uzak kaldığı vakitlerde memleket şiirleri yazmıştır. Görmek arzusunda olduğu memleketini hayallerinde yaşatıyor, bazen de kendini memleketindeymiş gibi hissediyor:

Gün bitti;
Akşam serinliğe başlıyor memleketim.
Doğduğum köy göründü;
Sakin yıldızlarıyla gittikce yakınlaşan sema
Dörtnala kalktı atım sevincinden;
Uçaraktan gidiyorum sılaya.


Özlemini dile getirib inandığı şeyi söylüyor:

Çocukluğumda uçurttuğum uçurtmalar olacak
Bacalara takılan şu beyaz bulutlar;
Belki de rüzgarda namaz bezidir,
Yüzüne hasret kaldığım anacığımın!
Herhalde beni bekleyenler var.

(Varlık, 01.04.1940)

Tarancı, en mahzun anlarında geçmişini, yaşamış olduğu hayatın hatıralarını anıyor ve uzaklardaki “anne”yi özlüyor. O geçmiş zamanlarda namaza durmuş «beyaz örtülü» büyükanneyi hatırlıyor. Onun annesi ile yaz tatillerinde geçirdiği günleri andığını da ailesine, özellikle de, kızkardeşi Nihal Erkmenoğlu'na gönderdiyi mektublardan da biliyoruz. Şiirlerinde de hatıralarını dile getirdiği oluyor.
C.S.Tarancı'nın içinde ve hayatında ölüm ve yaşama sevinci arasındaki karşıdurmalar onu bütün hayatınca izlemiştir. Her ne kadar karamsar, sıkıntılı, kederli olsa da, umudunu, sevincini de şiirlerinde aksettirdiğini görüyoruz.

Sen doğmana bak güzel gün
Gözümü alan aydınlık
Trenler seninle gider
Vapurlar seninle gelir.


demesi de var Tarancı'nın. Başka bir şiirinde:

…Yarınlara güvenle bakıyorum…
…Bu bahar bir hoşluğu var gönlümün…


söylüyor. Ve Müjde şiirinde şaircesine bir umudun varlığını görmemek imkansız:

…Gelecekte bir şeyler olacak
Gün dillediğimiz gibi doğar
İnsan yüzümüz güler olacak…
…Düşle gerçek beraber olacak…


şiirinde daha ziyade şahsi yaşantılarını anlatan Câhit Sıtkı sosyal konulu pek az şiir yazmıştır. O kainattaki her şeyi insana bağlı olarak ele alır. Bu insan Câhit Sıtkı'nın kendisidir. Şiirlerinde yukarıda da gördüğümüz gibi hep kendisinden bahs eder; bir bakıma bu açıdan Necip Fazl'ın “ben” şiirini hatırlatır.

5 yorum:

Adsız dedi ki...

BNCE COK GÜZEL ŞİR YAZIO YAS 35 ŞİİRİNE COK BAYILIOM KEŞKE ARAMIZDA OLSA İDİ BÖYLE BİR SANATKAR SAYGILARIMLA NURİYE YİĞİTSOY

dilan dedi ki...

çok sewdiğim şairlerden biri özellikle DESEM Kİ mükemmel ve otuz beş yaş şiiri.şiirleri beni çok etkiledi.Şiirlerinde imge kullanmış olması şiirlerinin daha da güzel olmasını sağlamış:)
DİLAN

Adsız dedi ki...

Who knows where to download XRumer 5.0 Palladium?
Help, please. All recommend this program to effectively advertise on the Internet, this is the best program!

Adsız dedi ki...

Report hour, a construction team turned up to start erection a billet on the use up lot.

The [url=http://limaimenapolnostu.edublogs.org/2012/11/28/symbol-of-rome-in-danger-colosseum-okoltsuyut-iron-column/]2dp5j3nc[/url] 431393 262506 [url=http://kamachu.000space.com/ned.html]310833[/url] 856058 teenaged end's 5-year-old daughter indeed took an excite in all the

imperil current on next door and dog-tired much of each the west end observing the workers.

Adsız dedi ki...

Characteristic hour, a construction troupe turned up to start erection a theme on the fragile lot.

The 6jq2r4ie [url=http://daclac.000space.com/dan.html]737008[/url] 408913 8df8f7sf [url=http://kamachu.000space.com/ksd.html]183845[/url] green announce's 5-year-old daughter as a consequence took an energize in all the

tracking comfortable on next door and dog-tired much of each former observing the workers.